KILCAL DAMAR KANAMASI

Kılcal Damar Kanaması Nedir?

Kılcal damar kanaması, kılcal damar kanaması nasıl durur bu konular hakkında bilgiler:

Genellikle hafif çarpma gibi küçük travmayla deri altındaki ince damarlar yırtılır ve deri altına yani doku içine kan sızar, öncesi kırmızı mor görünen bu durum giderek morarır yeşilimsi sarı renge dönüşüp 2-4 haftada kendiliğinden kaybolur. lasonil gibi merhemler daha çabuk kaybolmasını sağlar. Estetik dışında önemi yoktur. Coumadin ve aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç alanlarda daha sık görülür.

Aslında bir tür varistir ve incecik damarın cilt altında görülebilecek kadar genişlemesidir. Damar genişlerken duvarında incelme olur ve çok basit travmalarla cilt altına kanarlar. Normalde hiçbir belirti vermeyecek kadar basit bir çarpmada kanar ve morarma olur. Bu durum kılcal damar kanaması olarak değerlendirilir. Oluşan bu kanama kısa sürede kendiliğinden durur ve genişliğine bağlı olarak 3-4 haftada kendiliğinden kaybolur ve ince varisler aynı kanama olmamış dönemdeki gibi olur. Bunlardan olan kanamanın bir sebebi de yüksek doz kan sulandırıcı almaktır, yüksek doz almayı gerektiren hastalıkların tedavisi sırasında hafif tavmalarla kılcal damarlarda yırtılma ve kanama olabilir.

Kılcal Damar Kanamaları Nasıl Durur?

Kılcal damar kanamaları, en hafif kanama türüdür ve genellikle ciddi bir tehlike arz etmezler. Derinin yüzeyine yakın bulunan bu en küçük damarlar hasar gördüğünde, kan sızıntı şeklinde, damla damla veya hafif bir akıntı şeklinde belirir. Genellikle kendiliğinden durma eğilimindedirler. Ancak, özellikle estetik kaygılar veya belirli rahatsızlıklar nedeniyle müdahale edilmesi gerekebilir.

Kılcal damar kanamalarını veya görünürdeki kılcal damarları durdurmak/gidermek için uygulanan yöntemler genellikle tıbbi prosedürlerdir ve uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilir. İşte bu yöntemlerden bazıları:

  • Radyofrekans Ablasyon (Radyo Frekans): Bu yöntemde, özel bir cihazdan yayılan radyo dalgaları kullanılarak damarın içindeki kan pıhtılaştırılır ve damar kapatılır. Isı enerjisiyle damar duvarları büzülür ve kan akışı engellenir. Genellikle ince ve belirgin kılcal damarlar için etkilidir.
  • Lazer Tedavisi: Lazer tedavisinde, yoğunlaştırılmış ışık enerjisi kullanılır. Lazer ışını, damardaki kandaki pigmenti (hemoglobin) hedef alarak ısıya dönüşür. Bu ısı, damar duvarlarını hasarlandırır ve damarın kapanmasına yol açar. Kılcal damarlar zamanla kaybolur. Farklı dalga boylarındaki lazerler, farklı derinlikteki ve büyüklükteki damarlar için kullanılabilir.
  • Köpük Skleroterapi: Bu yöntemde, damarı kapatmak amacıyla özel bir ilacın (sklerozan madde) köpük haline getirilmiş formu damarın içine enjekte edilir. Köpük, damarın iç yüzeyiyle daha geniş bir alanda temas ederek damar duvarlarında tahriş ve iltihaplanmaya neden olur. Bu durum, damarın büzülmesine ve kapanmasına yol açar. Özellikle biraz daha genişlemiş kılcal damarlar ve retiküler damarlar için tercih edilebilir.
  • Skleroterapi: Köpük skleroterapisine benzer şekilde, bu yöntemde de sklerozan madde doğrudan sıvı formda kılcal damarın içine enjekte edilir. İlaç, damar duvarlarında hasar oluşturarak damarın kapanmasını ve zamanla vücut tarafından emilmesini sağlar. Genellikle küçük, örümcek ağı benzeri kılcal damarlar için kullanılır.

Bu yöntemler, genellikle estetik kaygıların yanı sıra, kılcal damarların neden olduğu kaşıntı, yanma veya hafif ağrı gibi semptomları gidermek amacıyla uygulanır. Hangi yöntemin en uygun olduğuna, damarların büyüklüğü, yeri ve kişinin genel sağlık durumu gibi faktörler göz önünde bulundurularak bir dermatolog veya kalp ve damar cerrahisi uzmanı karar verir.